29 Ekim 2014 Çarşamba

Kısa bir ara

Çok kısa zamanda tekrar paylaşıma başlayacağım. Malum okul, dersler, gezmeler tozmalar derken pek fırsatınız olmuyor yazmaya :)

22 Eylül 2014 Pazartesi

Esn ve Nihayet Yeni Evim

     Saat  10 gibi kalkıp hemen Esn'e gittim ve beni bir güzel bilgilendirdiler 10 euro karşılığında kartımı ve ücretsiz olarak hattımı da aldıktan sonra yolcu ettiler. Hat hakkında bilgilendirmem gerekirse diğer ülkelerin verdiklerinin aksine gayet kullanışlı bir hat. Normal öğrencilere 10 euro fakat biz Erasmuslara 7.5 euro'ya 500 dakika Portekiz içi her yöne konuşma paketi 500 mb internet paketi ve Portekiz içi sınırsız sms'e sahip oluyorsunuz. Tabi önemli ve en güzel husus da şu ki Whatsapp, Viber, Tango, Messenger ve daha nicesi ücretsiz. Yani internet paketinizden gitmiyor. Ve ilk bir hafta hiç yükleme yapmadan kullanabiliyorsunuz.

     Dün geceden elime aldığım adreslerle birlikte adresleri sora sora yola koyuldum, bir cafe'ye girdim ve cafe sahibine gösterdim adresleri yaşlı bir amcaydı ne yazık ki İngilizce bilmiyordu, yan tarafımda masada oturan gençleri gösterdi ve oraya sordum ben de. Adresi bildiklerini ve 15 dakika beklersem birlikte gidebileceğimizi söylediler, şans yüzüme gülüyordu. Oturup bir kahve içtim ben de, Portekizli ve İngilizce bilen birilerini bulmak dahası yardımsever birilerini bulmak iyi gelmişti. Meğerse arabaları da varmış Opel marka araca binip kıvırcık saçlı kızın şoförlüğünde evin olduğu mevkiye vardık ama ne yazık ki ev çoktan kiralanmıştı ve ilan sitede unutulmuştu. Araçtaki arkadaş da bir yer biliyorum diyerek bizi okyanusun kenarına sürükledi arabayı park ettikten sonra iki tane teyzenin yanına geldik, yılların vermiş olduğu tecrübe yüzlerindeki kırışıklıklardan belli oluyordu. İngilizce bilmedikleri gün gibi ortadaydı ve arkadaş Portekizce bir şeyler söylemeye başladı ben ise şaşkın bir şekilde onları izliyordum. Neyse ki arkadaş durumu izah etmeye başladı bana, teyzeler bu bölgenin emlakçılarıymış önlerinde koca birer kese ve içlerinde en az 20'şer tane anahtar var. Teyze de bana uygun bir yer olduğunu ve istersem bakmaya gidebileceğimizi söylemiş. Hay hay, zaten dünden razıyım fiyatı da duyunca görmeyi istiyorsunuz. 175 Euro ve her şey dahil, eşyalı, iki odalı az kalsın unutuyordum bir de okyanusa sıfır :)
    Eve geldiğimizde ev sahibini çamaşır sererken bulduk ve aralarında Portekizce konuşmaya başladılar. Ev sahibi bayan şöyle bi alıcı gözüyle baktı bana ve müstakbel evimin kapısını açtı bize, girince bile beni kirala dercesine hoş bir kokuyla karşılaştım. Odalar, yataklar, dolaplar, gardırop, tuvalet, banyo...  Hepsi de gayet temiz ve kullanılabilir şeylerdi sevmiştim burayı ve artık karar verme zamanı gelmişti herkes yüzüme bakıyordu. Kararım da belliydi zaten aklıma takılan birçok şeyi de sorduktan sonra ertesi gün gelip taşınmak için oradan ayrıldım. Ev sahipleri İngilizce bilmiyordu ama bunun pek de sorun olacağını düşünmüyordum doğrusu. Sonuçta jest ve mimik diye bir şey var anlaşabiliyorsunuz bir şekilde :) 

İlk gün yoğunluğu

    İlk gün hepinizin de tahmin edebileceği gibi etrafı tanımaya çalışmakla geçer ve kaçınılmazdır ki insanlar sizin yabancı olduğunuzu her halinizden anlarlar :) Saat 15.00'dan sonraki vaktimi sokak sokak, emlakçı emlakçı ev aramakla geçirdim hatta oda diyelim. Sonuç üzücüydü kendime uygun bir yer bulamamıştım, evet birçok güzel oda vardı ama odayı bile iki kişiye paylaştırmışlardı. Bir de sigara kullanmadığım için ev arkadaşlarıyla sorunlar yaşayabilirdim, benim için en mantıklısı tek başıma bir eve çıkmaktı. Doğrusu o çaresizlikte kulübe tarzı bir şeye dahi razıydım :) Hava kararmaya hatta pardon kızarmaya başlarken - Porto'nun kırmızı ışıklarından dolayı gökyüzünde kırmızıyla karışık bir ton hakim geceleri - eve döndüm. 
     Rafael ve Emmy bugün için bir yemek daveti verdiklerini ve birkaç erasmus'un da teşrif edeceklerini söylemişlerdi eve döndüğümde, bu benim için sevindirici bir durumdu çünkü benimle aynı kaderi paylaşmış olan insanların söyleyeceği şeyler işime yarayabilirdi. Yemekten önce alışverişe çıktık Mini Preço adında bizim Bim'le eşdeğer bir markete girdik ve gerekli olan malzemeleri ve Porto'luların olmazsa olmazı şaraplarından aldık birkaç tane. Alışverişimiz bittiğinde herkes elini cebine atıyordu çünkü Portekiz'liler hakkında bilmeniz gereken bir husus 'ısmarlama mantığı' yoktu. ne yenirse ne içilirse herkes fiyatı paylaşıyor. Her neyse yaklaşık olarak ikişer euro ödedik 3 kişi ve eve dönüp yemek hazırlığına başladık el birliğiyle. Bir yandan da kara kara düşünüyordum en hızlı nasıl ev bulabilirim ve valizimi açıp rahat rahat kendi evime yerleşebilirim diye... 
    Davetliler yavaş yavaş geliyordu ilk ve tam saatinde gelen tahmin edebileceğiniz gibi bir Alman'dı. Ardından da diğer iki kişi geldi. 6 farklı ırktan insan yemek yiyecektik, bu bile insana bir hoş bir duygu hissettiriyordu.
    Şaraplar açıldı yemekler yenildi içildi ve sıra geldi muhabbete, bilirsiniz yabancı biriyle tanıştığınızda hele biraz da haylazsa konu illa ki başka dillerdeki argo kelimelere gelir. Biz buna şunu diyoruz sizde nasıl söyleniyor falan filan. Hatta onu tekrar etme çabaları gülüp eğlenmeler... :) Bir de ülkenin müzikleri var tabi. Sevdiğimden değil de herkes biliyordur diye ben de Tarkan'dan Şımarık'ı açmıştım sonra herkesten muck muck sesleri gelmeye başladı evet biliyorlardı :) 
    Biraz daha oturduktan sonra ben uyumak için izin istedim çünkü ertesi gün evi arayıp bulabilecek enerjim olmalıydı ve odaya geçip internetten biraz araştırıp birkaç adres aldıktan sonra uyudum tüm günün yorgunluğuyla birlikte. Ertesi gün yapmam gereken bir iş daha vardı Esn'nin verecek olduğu Esn kartını ve Portekiz hattını almalıydım. İsmi de güzel WTF :D 

Uçaktan iniş o heyecan ve karşılama

     Tekrar merhabalar, yolculuğum fazla aktarmalı ve heyecanlı geçmişti ama sonuç olarak sabahın 5'inde de olsa karşılaştığım manzara bunların hepsine değdi dedirtecek türdendi. Soğuk havadan söz etmeden geçemem elbette, o yüzden mutlaka valizinizde kolay çıkarabileceğiniz bir yerde kalın bir giysiniz olmalı. Yoksa ilk haftayı bir yatakta geçirebilirsiniz :)
     Sağolsun ESN Porto'nun bana tahsis etmiş olduğu Buddy beni karşılamaya gelmişti hızlı bir şekilde valizlerimi taksinin bagajına attık ve evin yolunu tuttuk. Eve gelince o meşhur kiralık odalarla karşılaşmış oldum. Bir ev, 3 ayrı oda, 1 mutfak, 1 tuvalet, 1 banyo ve her oda başı 180 euro. Doğrusu pek bana göre değil. Her neyse odalardan biri okullar henüz açılmadığı için (10 Eylül ) boştu, ve ben de oraya yerleştim ev bulana kadar hatta alışana kadar orada kalacaktım. Buddy ve ev arkadaşının aç mısın sorusuna hayır diyemedim ve karşılaşmaktan korktuğum o manzarayla karşı karşıya kaldım, küçücük, ekmekcik diye nitelendirebileceğiniz ve hiç doyurucu olmayacağını sandığım o ekmeğin arasına, dilimlenmiş kaşar peyniri ve domatesi koyarak geri kalan işi tost makinesine bıraktı. Buradan hareketle çoğu Portekiz'linin bu şekilde misafirperver olduğunu düşünmeye başlamıştım ve bunu zamanla daha da iyi anladım zaten. Tostu da yedikten sonra, daha fazla dayanamayıp kendimi yatakta buldum ve yaklaşık olarak 10 saatlik bir uyku uyudum. 

Esn'e Buddy başvurusu için bu linki kullanabilirsiniz; www.esnporto.org 

Öncelikle bir giriş yapalım :)

      Merhabalar, birçoğunun hayatın en güzel dönemi olarak adlandırdığı fakat benim hayatın başlangıcı olarak nitelendirdiğim bir ERASMUS dönemine girmiş bulunmaktayım. Bu bloğu açmaktaki asıl amacım hem bilgi ve tecrübelerimi siz değerli okurlarımla paylaşmak hem de -pek sanmıyorum unutabileceğimi ama- bu dönemin benim için kalıcı ve unutamayacağım bir hal almasını sağlamak. 
      Daha önce blog yazma gibi bir tecrübem olmadığı için doğabilecek hatalardan dolayı sizlerden şimdiden özür diliyorum. Hani derler ya sürçülisan ettiysem affola diye işte ondan :)
      Porto sevilesi yaşanılası gezilip görülesi bir yer, zaten hakkında araştırma yaptıysanız bilirsiniz bu yıl Avrupa'nın en iyi destinasyonunun Porto seçildiğini. Umarım sizlere de sevdirebilir ve tercih etmenizi kolaylaştırabilirim.